18 Mayıs 2014 Pazar

Biraz hoşgörü, biraz değer...


Dün dolmuşta boş yer kalmadığı için, 3 kişilik arka koltuğa oturdum.Koltuğun diğer köşesinde 13-14 yaşında bir kız oturuyordu.Dolmuş hareket ettikten sonra, bir sonraki durakta durdu ve içeri elinde poşetlerle yanında 3-4 yaşlarında çocukla genç bir kadın bindi.

Genç kadın, bir yandan elindeki poşetleri yerleştirmeye çalışıyor diğer yandan çocuğun "Acıyor" diye sızlanmasıyla uğraşıyordu.Çocuğun eli yaraydı, sanırım dolmuşa binmeden önce düşmüştü.Duruma daha fazla dayanamayıp genç kadının poşetlerini yerleştirmesine yardım ettim ve şu konuşmalar gelişti:

"Sizi rahatsız mı ettim?Özür dilerim..."
"Hayır rahatsız olmadım.."

Oturduktan sonra:

"Oğlum gel kucağıma otur, ablayı rahatsız etme..Rahatsızlık için özür dilerim.."
"Hayır, otursun.. Rahatsız olmadım.."

Sonrasında küçük çocuk yanıma oturdu, bir süre sessizlik oldu.Küçük çocuk yola daha fazla dayanamadı ve koluma yaslanıp uyumaya başladı.Annesi durumu fark edince yine aynı şeyleri söyledi:

"Annecim ablayı rahatsız etme, gel benim koluma yaslan...Özür dilerim, rahatsızlık için.."
"Hayır, başını yaslasın..Rahatsız olmadım.."

Koluma yaslanıp uyuması beni rahatsız etmemişti, tersine hoşuma bile gitmişti.Çok geçmeden inecekleri durağa geldik ve minibüsten ayrıldılar.Arkalarından bakarken düşündüm:

"Neden bu kadar çok özür diledi?Acaba yanlış mı anlaşıldım?"diye...

Sürekli gülümseyerek yanıt vermiştim halbuki..

Aslında cevap oldukça açıktı, bunun suçu ne bendeydi ne de sürekli özür dileyen o genç annede...Bunun suçu onu bu kadar özür dilemeye iten toplumun kötü davranışıydı...Diyeceğim o ki; 

"İnsanlara biraz hoşgörü gösterin ve değer verin, kendilerini daha değerli hissedebilmeleri için...Sonra kendilerini bir sedyeden daha değersiz görebiliyorlar..."   

Not: Resim, Bangladeş'teki sel felaketinde  yüzme bilmeyip, boğulmak üzere olan  yavru geyiği kurtarmaya giden  Belal adlı bir çocuğa aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder