23 Nisan 2014 Çarşamba

A Reason to live / O-neul / 2011



Da Hae ve nişanlısı, yakın bir zamanda evlenmeyi düşünen ve birbirlerini çok seven genç bir çifttir.Birlikte zamanlarını geçirdikleri bir gün Da Hae'nin nişanlısının arkadaşı çok içerek, Da Hae'nin nişanlısını arar ve nişanlısı arkadaşını sızdığı yerden almak için Da Hae'nin yanından ayrılır.Bu ikisinin birbirlerini son görüşüdür.Tam da Da Hae'nin doğum gününde nişanlısı trafik kazasına kurban gider.




Da Hae, katoliktir ve inançları gereği nişanlısına çarpan 15 yaşındaki çocuğu affeder hem de onunla hiç karşı karşıya gelmeden!Çocuk hakkında suç duyurusunda bulunmaz, hep onu affettiğini düşünür ta ki katolik kilisesi tarafından ölüm cezalarının kaldırılması için belgesel düzenleyene kadar...Bu belgesel onu inançlarını ve duygularını sorgulamaya itecektir.





Filme bayıldım, hem de iki saat civarında sürmesine ve olaylar yavaş ilerlemesine rağmen!Çok sinirlendim izlerken, bazen üzüldüm bazen gülümsedim.Dramatik senaryoları sevmeyen ben, bu filmin bitmeyip sürmesini istedim.

İlk başta Da Hae'nin o sebepsiz affı delirtti beni...Hele o Katolik Kilisesinin sürekli suçluları korumaya yönelik politikalar izlemesi, kurbanların ailelerinin ne düşündüğünü ne hissettiğini umursamadan affetmesini beklemesi(!) acımasızlıktı bence...

Sonra kendimi birden Da Hae'nin duygu karmaşasının içinde buldum."Ben olsam ne yapardım böyle bir durumda, ne hissederdim" diye düşünmeden alamadım kendimi...






Genç liseli kız vardı bir de, Da Hae'ye neşe olan...Biraz da o itti Da Hae'yi yaşadığı bu durumu sorgulamaya...




Fakat onun hayatı da mükemmel değildi;yaşadıklarıyla, sebepsiz eziyet çekmesiyle, neden sorusuna cevap alamamasıyla...


Hiçbir şeyi sorgulamadan affetmek Da Hae'yi daha çok mutsuz etti.Belki sorgulasaydı da mutsuz olacaktı ama bu kadar acı çekmeyecekti ve de daha kötü sonlar hazırlamayacaktı başkaları için..."Bazen düşünmeden yaptığımız bir iyilik, tabi buna iyilik denilirse, bir başkasının hayatını mahvedebilir" dedim bu sahnede, içimdeki Pollyannayı sertçe uyararak...










Kendilerini suçluları kurtarmaya adamış, bu rahip ve rahibe vardı bir de...Öldürmek istedim onları!Dini, temsil eden kişilerin adaletin, masumum yanında olması gerekmez miydi? 


Umutsuzluk, umut her şey vardı bu filmde...İzlemelisiniz...

İzleyenler için aklıma takılan birkaç soru var:

"Liseli kızın babası, psikopattı tamam!Peki ya annesi ya abisi?Peki ona ne oldu sonunda..."

"Peki siz affedebilir miyiz?Sevdiklerinizi acımasızca hayattan koparan birini... Ya da birini sebepsiz affetmek huzur içinde yaşamanızı sağlar mıydı?"



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder