1 Şubat 2014 Cumartesi

You Came From The Stars / Man From The Stars / 2013


Dizi 400 yıl öncesinde Joseon döneminde, küçük kızımız Seo’nun daha on beşinde dul kalmasıyla başlar.Seo yanında hizmetkarlarıyla bir araçta taşınmaktadır ve kadersizliğine ağlamaktadır.Çünkü 15inde dul kalmak Joseon dönemine göre utanç verici bir olaydır.



Küçük Seo kadersizliğine ağlamaya devam ederken birden çok güçlü bir fırtına başlar.Öyle ki bütün hizmetkarlar etrafa savrulur ve küçük kızımız Seo’nun taşındığı araç da uçuruma doğru uçmaktadır.





Artık küçük kızımız Seo'nun yapabileceği hiçbir şey yoktur, ölümünü beklemekten başka...Fakat bir anda tuhaf bir şey olur, her şey donar ve siyahlar içinde yakışıklı bir adam döneme ait olmayan kıyafetleriyle çıkıp küçük Seo’yu kurtarır.Adamın adı Doo Min Joon'dur ve dünyaya benzeyen, KMT 184.05 adlı bir gezegenden geliyordur.



Hoooooop gelelim şimdi günümüze!Asıl kızımız Chun Song Yi, sinir bozucu bir anneye ve oldukça yakışıklı bir erkek kardeşe sahip olan, başarılı ve tanınmış bir oyuncudur ama tanınmışlığı oyunculuğundan çok genel kültürünün eksikliğinden ve kendini rezil etmesinden kaynaklanır.Her twit atışında bir olay vardır :))
Not:Resimlerde yazan "Mokhwa" nın anlamı pamuk tohumuymuş :)) 





Doo Min Joon, aradan 400 yıl geçmesine rağmen yine gencecik yine yakışıklı yine cool yine odun, üstüne üstlük Harvard'dan mezun olmuş deha bir üniversite profesörüdür.Televizyonu sadece haberleri izlemek için izler, hakaretleri bile Joseon dönemine ait sözlerdir.İnsanlarla arkadaşlık kurmaktan korkar çünkü insanlar fani yaratıklardır  ve Doo Min Joon, her zaman onların yaşlanmasını ölmesini izler, bazıları da onun uzaylı olduğunu öğrenince ondan korkar ve kaçar.Bu yüzden asıl erkek kahramanımız Doo Min Joon, yalnız başına yemek yer, kimseyle muhabbet etmez öyle ki yan yana çalıştığı iş arkadaşlarının isimlerini bile bilmez.




Asıl kızımız Chun Song Yi, ezik olur da yaşadığı rezillikler son bulur mu?Tabi ki bulmaz!Chun Song Yi, yeni taşındığı binaya yanındaki çalışanlar olmadan gitmeye karar verir.Bir anda yanında bir adam belirir.Chun Song Yi ineceği katın tuşuna basmasına rağmen adam hiçbir tepki vermez.Bizim sersem kızımız için tek bir seçenek kalmıştır.Adam sapıktır ve onu takip ediyordur.Adamımız da asıl erkek kahramanımız Doo Min Joon'dur.Bakın bakalım asıl kızımız nasıl rezil eder kendini...








Vee sonrasında ise...



Asıl kızımız Chun Song Yi'yi hem cool hem yakışıklı bir o kadar da odun komşusu Doo Min Joon, umursamadan ve cevap vermeden kapıyı yüzüne kapatır.Gün şapşal asıl kızımız için fazlasıyla zor geçmiştir ve eğer ki bir kızın morali bozuksa yapabileceğini iki şey vardır;1. çikolata canavarına dönüşmek, 2. bağırarak şarkı söylemek...Tabi bizim sersem asıl kızımız kargadan bozma sesiyle, evinin ses yalıtımı olmasından dolayı rahat rahat çığlık atarak şarkı söyler.Durum Doo Min Joon içinse tam bir eziyettir çünkü bizim cool uzaylımız musluktan damlayan su sesine bile uyanmaktadır, duyma gücü bir insanınkinin 7 katıdır!






Tabi bizim hem cool hem yakışıklı asıl erkek kahramanımız, odunlukta sınır tanımayıp dayanır asıl kızımızın kapısına...Bütün dövülesi aynı zamanda sevilesi ukala bakışlarıyla asıl kızımıza bakarak saati sorar, sonrada onu yüksek ses çıkarmanın aklıselim bir davranış olmadığından ve polise şikayet edebileceğinden bahseder.Amacı asıl kızımızı azarlayıp, onu rencide etmektir ama bilmediği bir şey vardır; karşısında sinirleri iyice bozulmuş bütün gün boyunca bir elma ve yarım brüksel lahanayla beslenmiş asıl kızımız Chun Song Yi vardır:))











Asıl kızımız Chun Song Yi, ezik olur da yaşadığı eziklikler yok olur mu?Tabi ki olmaz!Chun Song Yi'nin twitter skandalından sonra bu seferde gündeme sırf ünlü diye alındığı üniversiteye hiç gitmemesi gelir.Meşgul olduğunu iddia etmesi üzerine ise attığı son Mokhwa keyfi yazan twit gösterilir.Yani asıl kızımızın bir an önce okula gitmesi gerekiyordur.Asıl kızımız süslenir püslenir, tam ajanstan çıkıyorken, yine yakışıklı sevimli 12 yaşından beri sürekli reddettiği sınıf arkadaşı onu karşılamaya gelir ve onunla okula gider.Bu arada asıl kızımız bir tek ona karşı havalıdır, ezik değildir:))




Asıl kızımız, üniversitenin bahçesine girdiğinde çevreye gülücükler atar, poz verir.Sınıfa girdiğinde bütün erkekler hayranlıkla onu izlemektedirler, kızlar ise kıskançlıklarından asıl kızımızın estetikli olduğunu konuşup durmaktadırlar.Asıl kızımız böyle cool davranıp etrafa poz veriyorken, sınıfa profesör girer.Tahmin edin bu profesör kimdir?Tabi ki kızımızın bir gecede iki kez rezil olduğu yan komşusu Doo Min Joon!Hem de en zor dersin öğretmenidir ve onun üzerindeki ilk izlenimi berbattır ama asıl kızımız dünyaya rezil olmak için gelmiş gibidir.O kadar aksilik yaşanmasına rağmen ders boyunca uyuklar ve Doo Min Joon'u kızdırır.Bunlar da yetmezmiş gibi ödev konusunda yardım almak için önce sevimlilik yapar, tabi Doo Min Joon bunları yemeyince küçük dağları ben yarattım edasıyla konuşur o da olmayınca yalvarmaya başlar ve bir gün bu borcu ödeyeceğini söyler.Bizim odunluğu ve coolluyla bir bütün oluşturan Doo Min Joon'umuz, asıl kızımızın üstüne yürür yürür ve ödeyeceği bir günün gelmeyeceğini ve insan hayatının çok kısa olduğunu söyler.Asıl kızımızı arkasında sersemlemiş bir şekilde bırakır. 





 Doo Min Joon'un sadece bir arkadaşı vardır ve avukattır.Avukat arkadaşı her ne kadar onun babası gibi gözükse de seneler önce avukatlık bürosunda birlikte çalıştığı iş arkadaşıdır.Doo Min Joon, arkadaşına 3 ay sonra geldiği yere geri döneceğini söyler.Daha önce gitme imkanını hayatını kaybeden bir çocuk yüzünden yok ettiğini söyler.Bu çocuk en başta bahsettiğim küçük kız Seo'dur.

Bu sırada da asıl kızımız onu 12 yaşından beri seven arkadaşı ve sevimli gibi gözüken, aslında her yerinden sevimsizlik fışkıran benim sinsi bulduğum kız arkadaşı ile yemek yemektedir ve yine bir evlilik teklifi alır, yine reddeder. 

Doo Min Joon, yaklaşık 15 yıl önce cerrahlık yaparken birden gözünde bir manzara belirir.Aynı küçük kız Seo'ya benzeyen bir kıza tır çarptığını görür ve kızı kurtarmaya gider.Bu sırada asıl kızımız  da yıllar önce başına gelen bir kazadan bahseder; bir tır kazasından...Aslında Doo Min Joon'nun kurtardığı kız asıl kızımızdır.




Peki Doo Min Joon ve asıl kızımız birbirlerini hatırlayacak mıdır?

Diziye çok geç başladım, afişi bir türlü dikkatimi çekmemişti.Hep beklettim bu yüzden ama iyi ki bekletmişim bir günde hiç uyumadan yayınlanan bütün bölümlerini izledim.Kısacası diziye bayıldım, hatta benim için bu yılın en iyi dizilerinden oldu!Kesinlikle takip etmelisiniz!

Not 1: Eğer ki olur da sonunu berbat ederlerse basarım o yazarın evini, senaryoyu ateşe verip evini kundaklarım.

Not 2: Asıl kızımızın en yakın kız arkadaşına sinir oldum, bir insan o kadar itici bir sevimliliğe sahip olur.Sevimli gibi ama nefret edilesi bir sevimliliği var, olmamış.Hani estetik falan yaptıysa hiç yapmasaymış.

Not 3: Bu dizi hiç bitmesin!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder