28 Ekim 2014 Salı

Sawako geçmişe dönüyor: "90'lara özlem"


Hani hep 90larda çocuk olmak başkaydı derler ya ben de farklı bir şey söyleyemeceğim bu konuda...Çünkü 90larda çocuk olmak harbiden bambaşkaydı..


Bugünlerin tersine hepimiz sokakta oynardık, hem de gece yarılarına kadar...Başımızda bir büyük olmasa bile mahallenin gözleri üzerimizde olurdu.Hiçbirimize bir şey olmadı çok şükür...


Sokağa çıkmaya deli olurduk.Bilgisayar gibi bir illet yoktu hayatımızda...Lükstü, öyle herkes bilgisayar sahibi olamazdı.Aslında düşünüyorum da bilgisayar sahibi olan tanıdığım da yoktu.Cep telefonu bile yeni yeni görünmeye başlamıştı..Bizim evimize 90ların yarısında girmişti, hani şu kocaman telefonlardan...



Sürekli hasta olmama rağmen meybuz yerdim, annemden gizlice...Rengarenk..Ama en çok kırmızı rengini severdim, vişneli olanı...



Leblebi tozu yerdim mesela, inadıma ağzımı yayarak konuşurdum ki yarısı etrafa saçılsın!Sanırım biraz itici bir çocuktum ama o zamanlar herkes öyleydi:D



Her dışarı çıktığımızda, meyve suyu kutularına benzer kutularda puding alırdım...Hiçbir zaman yemezdim, tatları korkunçtu bana göre ama alırdım!Çünkü dışarı çıkıldı mı boş dönmek olmazdı :))

Sigara şeklinde sakızlar vardı...Hala onları satmalarındaki amacı anlayamıyorum çünkü sigaraya özendiriyordu..Ben de özenmiştim!Bir akrabamız sigara içerken ben de istiyorum diye ağlamıştım..Ağzıma sigarayı alınca da tiksindim ve ailemdeki tek sigara içmeyen benim...


Sahi hala satılıyor mu onlar?


Sanal bebeklerim vardı.Yemez, içmez, kalkmaz onlara bakardım..Bir tanesi insanlıydı; 50-60 gün yaşıyordu, büyüyordu, yaşlanıyordu, çok seviyordum.Aptal kuzenim kavga edince onu yere attı ve bir daha aynısını bulamadım..Ondan sonra bulduklarım sadece 10 gün yaşıyorlardı ve hiç değişme yoktu..Çok içimde kaldı o yüzden...Hani insanlısından doğup, büyüyüp, yaşlananından sanal bebek biliyorsanız bana da söyleyin..Büyümüş olmam, hiçbir şeyi değiştirmez :) 




Tasolarım vardı...O zaman kız, erkek fark etmez herkes taso sahibi olmak için delirirdi.Herkes yenmeli taso oynarken ben kıymetlilerimi ıslak mendil kutusunda gezdirirdim..Dokunamazdı hiç kimse...Ama şimdi yoklar, ne oldu acaba o tasolara, kesin annem çer çöp diye attı :(



Işıklı ayakkabılarım vardı..Hiç unutmam!Onları giyer cool edalarla etrafta dolanırdım...Aslında o zaman baba tarafında en küçük çocuk olduğum için sürekli  şımartılırdım, yeni eşyalarımı herkese gösterip hava atmaya çalışırdım...Hala dalga geçerler, uykum geldi bahanesiyle yeni pijamalarımı gösterdiğimden...Çocukluk işte... :D


Bilmiyorum herkeste var mıydı ama çok popülerdi; bebeğini sallayan oyuncak bebek...Müzik sesleri çıkarıp kolunu sağa sola sallardı..Şimdi düşününce çok basit bir oyuncak ama o zamanlar mükemmel oyuncaklar arasındaydı...Ona ne mi oldu?Komşu çocuğu tarafından kırıldı :(



Senelerce dil döktüm aileme, atari istiyorum diye..Ağladım, sızladım ama yok almadılar..Herkes atariyle oynarken bana oynatmazlardı küçüğüm diye...Bir Mario oynayamadım yani..Durumumuz olmadığından değil de ders çalışmam diye...Sonra deprem oldu, evimiz ağır hasarlı olduğu için memlekete gittik, bir sene babamdan ayrı yaşadık ve bir gün babam elinde sürprizle geldi..Atari almıştı ama kimsede olmayan Playstationdan, yeni çıkmıştı..Ve evet!Bana oyun oynatmayanları süründürdüm...Yaşasın kötülük! :D




Ve tetrisim de olmuştu babamın gelmesiyle..Şekilsiz karakterlerle çizilen araba yarışımı oynardık kuzenimle..Kaybeden kazanana yumiyum almak zorunda kalırdı,hep kaybederdi ama hiçbir zaman almazdı...Evet bu kişi, değerli sanal bebeğimi kıran kuzenim!Ne çekmişim :))




Bir de şu yaratıklar çok popülerdi ben de mavi saçlısı vardı, anahtarlık olarak...Niye severdim onları inanın ki bilmiyorum, hatırlamıyorum da!Bir çocuk için çok korkunç değiller mi?





Gazeteler kağıt bebekler verirdi ve onlara geçirilecek kağıt kıyafetler..Hiçbir şeye yaramayan şeylerdi ama alırdım, popülerdi almamak olmazdı :))



Çılgın Bediş'in hiçbir bölümünü kaçırmaz itinayla başlangıç şarkısını ezberlerdim.Oktay karakterine bütün kızlar aşıktı tabi yaşına başına bakmadan bende!En havalı şeyi de bir ton jöle sürülmüş saçlarıydı..




Yılan Hikayesinde de Memoli öyleydi...Şimdi mi? Jöleden nefret ederim :)) (Bu arada flütte tek çalabildiğim şarkı yılan hikayesiydi, aslında onun da yarısıydı..Gerçekten müzik kulağı yok ben de...Ritim bile tutamam)



Ruhsar, Sıdıka, Çarli iş başında gibi çok eğlenceli diziler vardı..




Favori çizgi filmlerim; Scooby Doo ve Casper dı.


Serdar Ortaç'ın Karabiberim klibini çok ayıp bulurdum :)) Şimdi amaçsız buluyorum...



Bu mektubu bilmem kaç kişiye yolla diye kağıtlar atılırdı posta kutusuna...Kimden geldiği belli olmayan bu kağıtları, dileğinin kabul olmasını istiyorsan orada yazılı olan sayı kadar kişiye yollaman gerekirdi.Yoksa yandın!Çünkü sonunda göndermeyen için beddua da yazılırdı...Izdırap...Mecbur gönderecektin o zamanlar, sonradan akıllandık ve posta kutusundan kimliği belirsiz kağıtları almadık.Kendimizi koruma yöntemi buydu :D



Etrafımda yaşıtım kız olmadığı için hep erkeklerle oynamak zorunda kaldım.Beşinci sınıfa kadar saçlarım kısacıktı çünkü babam beni erkek kuaförüne götürür ve saçımı amerikan traşı yaptırırdı.Büyüdükten sonra saçlarıma dokundurmadım!Küçüklük fotoğraflarıma bakıyorum, çok güzel erkek çocuğu görüyorum, düşünün artık:))



Hala var mı bilmiyorum ama pamuk içinde nohut, fasulye ıslatır çimlenmesini beklerdik...Ben bir tanesiyle duygusal bağ kurup saksıya ekmiştim baya da büyümüştü.Memlekete gittiğimizde kuruduğu için vedalaşmak zorunda kalmıştım..Ne üzülmüştüm.. :(


Her sene bir tane bahçıvan pantolon alırdım ama hepsi birbirinin aynısı olurdu, kot...Bir tek son aldığımda çiçekli, turuncu korkunç gözüken bahçıvan almıştım, hiç giymedim..Ama kot olanlarını hala beğeniyorum, giymekten çekiniyorum sadece.. :)


Arı maya, silgilerim vardı.Aslında herkeste o silgiler vardı..Sonra değişik kokulu silgiler çıkmıştı.Favorim, kurabiye gibi kokanlardı...Yine olsa yine alırım onlardan..Fakat kanserojen maddeler içerdiği için satışı yasaklanmış :/




Daha birçok şey vardı muhtemelen çocukluğumda...Ama hatırladıklarım şimdilik bunlar...Peki siz çocukluğunuza dair neler hatırlıyorsunuz:)


İtiraf: O zamanlar Teletabileri izliyordum hala sıralamasını bile hatırlıyorum; Tinkywinky, Dipsy Lala, Po ...O zamanlar anlamlı geliyordu :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder