31 Ekim 2013 Perşembe

Blogunuzu Yazarkafe'de Platin Üye Olarak Tanıtın!



Arkadaşlar,Yazarkafe, Bumerang üyelerinin blog yazılarını ve makalelerini geniş kitlelere ulaştırabilecekleri bir yayın platformu...Uzun zamandır YazarKafe'nin üyesiyim,uzun dediğim işte birkaç aydır:)) Üyeliğim ilk önce altın üye olarak onaylandı ve ben de içimden baya baya isyan ettim,benim platin üyelerden ne eksiğim var diye ama yapacak bir şey yoktu.

Her nasılsa Hürriyet artık benim de bir platin üye olduğumu fark etmiş ve vereceğim kodu kullanıp üye olan ilk 5 arkadaşı da hiç uğraşmayıp platin üye yapacakmış!!!



Peki bu üyelik tipleri nedir ve ne işe yarar?

Platin, altın ve bronz olmak üzere 3 farklı üyelik tipi bulunmaktadır. Tüm üyelik tipleri ücretsizdir:

Platin üyeler sitelerine ekledikleri Bumerang şablonları sayesinde ve Hürriyet sitelerinin linklerini Bumerang üzerinden paylaşarak hurriyet.com.tr'de ücretsiz reklam gösterimi kazanırlar. Ayrıca Yazarkafe’ye içerik gönderebilirler, Hürlist’te yer alırlar ve Bumerang’ın iş ortaklarının sunduğu tekliflerden faydalanabilirler.

Altın üyeler Yazarkafe’ye içerik gönderebilmek dışında Platin üyelerin sahip olduğu tüm imkanlardan faydalanabilirler.

Bronz üyeler ise Bumerang şablonlarıyla web sitelerinin içeriğini zenginleştirirler, Hürlist’te yer alırlar. Ancak ücretsiz reklam kazanamazlar ve Yazarkafe’ye içerik gönderemezler.

Bumerang editörleri, mevcut üye siteleri periyodik olarak incelerler ve gerekli gördükleri sitelerin üyelik tiplerini değiştirebilirler.



Yapmanız gereken ise aşağıda gördüğünüz resimde promosyon kodu yazan yere T21BEB58 kodunu kopyalamanız!! Kayıt olmak için tıktık


Not:Bu durum sadece yeni üye olan bloggerlar içindir!!

23 Ekim 2013 Çarşamba

İmleç Şeklini Değiştirme


Blogumu ilk açtığım sıralarda en büyük sorunum blog ve ayarlarından hiçbir şey anlamamamdı.Şu anda da pek bir şey anladığım söylenemez ama artık ufak tefek rötuşları çok rahatlıkla yapabiliyorum.Uzun zamandır birçok kişiden "İmlecinin şeklini nasıl değiştirdin?Aynısını nasıl yapabilirim?" tarzında sorular alıyorum.

Herkese cevap vermeye çalışsam da bu her zaman yeterli olmuyor.Bu yüzden ben de fare imlecimi nasıl değiştirdiğimi bu yazıda anlatacağım, hem de karşınıza birçok imleç şekli çıkacak ve karar vermek sizin için oldukça zor olacak ^^

Öncelikle blogunuzun kontrol panelinden, yerleşim sekmesini tıklayın.(Buraya nasıl gireceğini soran arkadaşlar var onlar için; blogger kontrol paneline http://www.blogger.com/home adresinden girebilirsiniz) 




Hemen sonrasında açılan yerleşim bölümünde karşınıza "Gadget Ekle" diye bir şey  çıkacak ona tıklayın.Açılan yeni  sayfadan aşağı doğru ilerleyerek "Html/Java Script" te tıklayın."Html/Java Script" i bulamazsanız "Ctrl + F " kısayolunu kullanmak aramayı daha kolaylaştıracaktır :) 





Bu işlemin sonunda boş gadget sayfası açılır.O boş sayfayı kapatmadan http://www.cursors-4u.com/ adresine girin ve beğendiğiniz fare imlecini seçin.Seçtiğiniz imlecin altında bulunan kodu kopyalayın. 




Son olarak bu kodu "Html/Java Script" bölümünde açılan boş sayfaya yapıştırın ve kaydedin! :) 


Artık blogunuzun imlecinin şeklini değiştirdiniz.Güle güle kullanın!! ^^

21 Ekim 2013 Pazartesi

Mimlendim! :)



Sonunda oldu, ben de mimlendim :)

Hep okurdum, merak ederdim;bu "mim" ne demek, neden bloggerlar bunun için mutlu oluyor diye.Başıma gelince ben de mutlu oldum, bunun için beni mimleyen sevgili Supercel'e teşekkürler! :)

Anlamını bilmeyenler için mim'in amacı bloggerlar arası sosyalleşmeyi ve blog trafiğini arttırmak. Önce bana sorulan soruları yanıtlayıp sonra üşengeçliğimden aynı soruları başka bloggerlara paslayacağım :)



1.İlk İzlediğiniz Kore Dizisi? Dizi Hakkındaki Yorumunuz?

Blogumu takip edenlerin bir çoğu ilk izlediğim dizinin Düşlerimin Prensi yani Goong olduğunu bilir.Benim için Kore dizilerinin en iyisi ve en mükemmeli...Normalde bir şeyi ikinci kez yapmayı sevmem.Mesela bir kitabı ikinci kez okumam, bir filmi ikinci kez izlemem, sonunu biliyorum ya!Ama bu diziyi inanın kaç kere izlediğimi bilmiyorum.Her izlediğimde ayrı bir keyif alıyorum ve bitince tekrar üzülüyorum.Benim için çok özel bir dizi :)




2.İlk Oppanız, ilk unniniz?

Aslında ilk dizimin Düşlerimin Prensi olmasına rağmen, ilk Oppam Coffee Prince ile "Gong Yoo" ki hala da öyle-ayyy çok tatlı :$-



Unni meselesine gelince...Unni dediğim ya da diyebileceğim öyle çok sevdiğim bayan ünlü yok ama "Yoon Eun Hye" çok beğendiğim bayan oyunculardandır :)


3.Oyunculuğunu beğendiğiniz Koreli aktörler, aktrisler?

Bana göre ilk 3teki aktörler;

Tabi benim listemde en başta Gong Yoo ve Hyun Bin yer alıyor!İkisi de oyunculukta kendilerini bu zamana kadar çok iyi kanıtladılar ayrıca ikisinin de  gamzeleri var :)))


Sonrasında Lee Min Ho! Zaten bir çok dizide de oynayarak bunu kanıtladı.Bazen öğrenci, bazen iş adamı,bazen zorba,bazen duygusal...Başkalarını bilmem ama ben ona her rolü yakıştırıyorum.

Kim Bum'ı da unutmamak lazım!Hiçbir şey yapmasın bütün dizi boyunca gülümsesin, insanı tuhaf bir şekilde mutlu ediyor!Sevimlilik abidesi :))


İlk 3teki aktristler;

İlk sırada Eun Hye yer alıyor.Hem duruşuyla,fiziğiyle mükemmel hem de oyunculuğuyla...Belki ilk 3te yer almasında Goong'daki rolü de etkili olmuş olabilir ama harika bir oyuncu!

İkinci sırada, belki birçoğunuzun tepkisini çekecek ama,Park Shin Hye yer alıyor.Kendisinin şansını kıskanmama rağmen oyunculuğuna laf edemem.Çok güzel oynuyor pis şanslı :))

Üçüncüye gelince...Yaklaşık 5 dakikalık bir düşünme süresinden sonra, üçüncü sıraya koyacak beğendiğim bir aktrist olmadığına karar verdim.İkide sınırlı kalsın :))

4.OST'ini en beğendiğiniz dizi?

İlk dizim olan Goong'dan Parrot



5.İlk izlediğiniz anime, ilk izlediğiniz Kore filmi?

İlk izlediğim Kore filmi sanırım "Bir milyonerin ilk aşkı"ydı.Çok sulugöz olduğum için uzun süre etkisinden çıkamamıştım :(

İlk animem, Ay savaşçısı'ydı.Trt1de yayınlanıyordu, hiçbir bölümünü kaçırmamaya çalışırdım.Tabi onun bir çizgi film değil de anime olduğunu öğrenmem uzun zaman aldı :) Ama animenin ne olduğunu öğrendikten sonraki ilk animem Kaichou wa Maid-Sama

6.İlk İzlediğiniz tarihi dizi?

İlk izlediğim dizi olan Goong yani Düşlerimin Prensi

7.Tayvan, Japon yapımlarınız ile aranız nasıl? En sevdiğiniz film ve dizilerden aklınıza gelenler?

Tayvan yapımlarına daha önce mesafeliydim, kızların konuşurken ciyaklamaları deli ediyordu beni,hala deli ediyor ama...Smiling Pasta adlı Tayvan yapımı diziyi izledikten sonra bütün ön yargılarım  yok oldu.Harika bir dizi!


 Japon film ve dizilerini severim hem de çok!Özellikle romantik komedi türündeki dizilerdeki o saçma gereksiz komiklik tam bana göre:)) Hiçbir sorun uzun süre sürmez hemen tatlıya bağlanır.Bu da beni cezbediyor.Kore dizilerindeki gibi karın ağrısı çekmiyorum :) En sevdiğim dizi ise; Switch girl




8.Ne kadar süredir Kore dizisi izliyorsunuz? Bu süre zarfında kaç dizi devirdiniz? Aklınıza ilk gelen izlenmeli dediğiniz dizi?

Sanırım bir 6-7 yıl oldu :) Çok fazla dizi izledim;bloguma yazdıklarım dışında bir de yazmadıklarım var.Hiç not alma alışkanlığım olmadığı için tam rakam veremeyeceğim .Kesinlikle izlenilmesi gereken dizi çok kısıtlı olur, diziler olmalı bu soru :) Romantik komedi sever olarak kesinlikle; Goong,Secret Garden,Coffee Prince,Full House,Playful Kiss izlenilmeli! Dram pek sevmediğim için sadece 49 Days'i önerebilirim.Çünkü ilk başta eğlendirip mutlu ediyor sonra da yapacağını yapıp bütün her şeyi yok ediyor :(

9.Sıkıldığınız diziler?

İlk başta eğlenceli ilerlese de Flower Boy Dating Agency beni sonlara doğru sıktı bıraktım.Japon dizilerinden de Last Cinderella, asıl kızın o kadar yaşlı olması deli etti beni...Bir süreden sonra katlanamadım.




10.Hangi dizi karakterlerine tekme tokat dalmak isterdiniz?

Bütün dizilerde ikinci kızı oynayan,çocuk onu sevmediği halde zorla elde etmeye çalışan bu da yetmezmiş gibi bir de asıl kızımıza zorbalık yapan karakterlerin hepsini bir araya getirip türlü türlü işkenceler yapmak isterdim!O yüzden direk karakter söyleyemem, onların hepsi dayaklık!!!



11.Sonunu beğendiğiniz, beğenmediğiniz diziler?

Genellikle sonu mutlu biten her diziyi beğenirim ama Secret Garden'ınki içlerinde en güzeli bence...Diğer Kore dizilerindeki gibi mutluluğu gereksiz abartmıyor.Ana karakterler mutlu olsa bile, kaynanın asıl kızımızı yine de kabul etmemesi, bu gerçekçilik,sevilir ve tebrik edilir!!!



Sonunu beğenmediğim dizilere gelince;

1.Beni affet Gong Yoo ama o Big'in sonu neydi öyle?Hala dönenin kim olduğunu bilmiyorum!Güzelim diziyi sonunu öyle yaparak berbat etmişler!

2.49 Days, kız o kadar çabaladı ağlattı herkesi, sıkıntı çekti her şeyi geç sevimliydi.Sonra ne oldu?!Tekrar hayata döndü 2 gün yaşamadan öldü!

3.Monstar, o son, son muydu şimdi?Ne oldu yani?!Karakterlerin sadece bir yılını anlatmak mıydı amaç?İyi başlangıç kötü son benim için!

12.Dizi müzikleri hariç ilk dinlediğiniz şarkı?

Üniversitedeki oda arkadaşım T-ara delisiydi :) Sanırım ilk dinlettiği şarkısı da T-ara" Apple is a"


13.Sevmediğiniz unni ve oppalar?

Öyle sevmediğim, gıcık kaptığım ünlüler yok :)

14.Korece mi Çince mi Japonca mı?

Şehirlerin meslek edindirme kurslarının dil bölümüne bakarken Japonca'yı gördüm-Korece yoktu- ve haftasonu olduğunu görüp hemen kaydoldum. Konuşurken kolay olsa da o alfabesi çok zor!3 farklı alfabe de nedir ya!En kötüsü de benim resim kabiliyetim berbat, harfleri çizerken binbir işkence çekiyorum ama yine de eğlenceli :))

Çinceyi kesinlikle tercih etmem!İçlerinde en zor alfabeye o sahip ama Korece aklımda bir yerde duruyor :)

Ben de aynı soruları ;  Sena'nın Notları... , Mathilda'nın Dünyası ve Kore Kore ye paslıyorum ^^

16 Ekim 2013 Çarşamba

Yamada-kun to 7 nin no Majo / 2013




Asıl erkek kahramanımız Yamada sınıfın en tembelidir, tembel demek ona övgü sayılabilir hatta en salağıdır.İngilizce dersinde öğretmen okuması için ona, tahtada bir şeyler gösterir ama Yamada'nın okulla ilgisi olmadığı için kendini rezil eder.Öğretmen bu sefer soruyu asıl kızımız Shiraishi'ye sorar ve asıl kızımız harika bir şekilde cevaplar.Bütün sınıfı kendine hayran bırakır.Asıl erkek kahramanımız bütün tenefüs sürecinde söylene söylene etrafta dolaşır.Merdivenlerden çıkarken şans eseri asıl kızımıza denk gelir ve saçma sapan bir hareketle onun önüne geçmeye çalışırken pat diye kızın üzerine düşer.




Tabi sonrasında ikisi de kendilerini revirde bulur.Asıl kızımız uyandığında Yamada ardına bile bakmadan çoktan gitmiştir.Asıl kızımız doktorun uyarına rağmen yerinden kalkıp lavaboya gitmem lazım diye koşarak erkekler tuvaletine koşar.Yanlış okumadınız, evet erkekler tuvaleti!Çünkü o düşüş esnasında ikisinin ruhu yer değiştirmiştir.



Yamada'nın bedenine giren asıl kızımız, bu durumu umursamadan derse girmiştir bile... Shiraishi bedenindeki asıl erkek kahramanımız ise bu durum karşısında çıldırır ve kendi bedenindeki asıl kızımızı çekiştirerek dersten çıkarır.



Bu durumu ona anlattığında asıl kızımız hiç umursamaz, dersten sonra tekrar düşeriz olur biter der ve çeker gider.




Asıl kızımızın bedenindeki Yamada oflayıp puflayıp etrafta dolaşırken pat onu resmetmek isteyen bir öğretmene denk gelir ve bu sırada tacize uğrar.Sinirlenip öğretmene iyi bir ders verir.



Oradan sinirli bir şekilde ayrılıyorken karşısına gülümseyerek 3lü kız grubu gelir ve birlikte yemek yemek istediklerini söylerler.Bizim saf Yamadamız da koşa koşa gider.Hatta karman çorman olmuş yemeği de bir güzel yer, hiçbir şey anlamadan!Asıl kızımızın dolabını açtığında içindeki nefret notlarını ve arkasında o 3lünün kıkırdamalarını duyunca olayı anlayabilir.



Yamada artık asıl kızımızın çektiği zorlukları ve gerçekleri öğrenir ama asıl kızımız hiçbir türlü yardım istemez.Zorbalıklara bile karışmamasını söyler.Yamada çaresiz kabul eder ama o zorba 3lü durmaz ve Yamada'yı delirtir.Yamada dayanamayıp yumruk atacakken araya Yamada'nın bedenindeki asıl kızımız girer ve ona isabet eder.Her ne kadar asıl kızımız yumruk yese de zorba 3lü çoktan korkup kaçmışlardır.






Asıl kahramanlarımız eski hallerine dönmek için defalarca merdivenden birbirlerine sarılarak atlarlar ama sonuç hep aynıdır!



Yamada bedenindeki asıl kızımız küçük bir ayrıntıyı hatırlar, düşerken öpüşmüşlerdir.Asıl kızımızın bedenindeki Yamada ilk başta kaçınsa da öpüşme gerçekleşir ve asıl bedenlerine geri dönerler.



Yamada sevinçten çığlıklar atarken asıl kızımız ne yapar biliyor musunuz?Yerinden gülümseyerek kalkar ve ders çalışmam lazım diyerek gider.Bizim aptal Yamadamız ise aptal aptal ortalıkta dolaşırken gözü bütünleme sınavlarına ilişir.Sınav o gündür ve 80'in altında not alırsa atılacaktır.Tabi koşa koşa Shiraishi'nin yanına gider ve ona yerine geçmesi için yalvarır.Asıl kızımız da kabul eder.Artık Yamada iyi notlara sahiptir ve Shiraishi de röntgencileri yakaladığı için zorbalık görmüyordur.



Asıl kahramanlarımız arasındaki bu sır Miyamura adındaki sınıf arkadaşlarının onları izlemesiyle ortaya çıkar.



Miyamura her ikisini okulun sıra dışı olaylarını araştıran kulübe götürür.



Burada Yamada'yı öper, ruhlarının değişip değişmeyeceğini görmek için...Ruhlar değişir.Bu itiş kakış sırasında kitaplık devrilir ve asıl kızımızın dikkatini eski bir kitap çeker.Bu kitabın son sayfasının yarısı yırtılmıştır ve o sayfada okulda 7 tane cadı olduğu yazılıdır.

Güçlerden
1.Yer değiştirme
2.Aşık etme
...-yırtık kısım-.

Asıl kahramanlarımız artık diğer cadıları bulmaya çalışacaktır ama olan her defasında Yamada'ya olacaktır.Dizi toplam 8 bölümden oluşuyor, 5.bölüm de dahil çevirisi yapılmış ve Yamada kız erkek demeden okulun yarısını öpmek zorunda kaldı bile :)) 

Bakınız;











Dizinin ayrıca animesi ve mangası da varmış, anime-manga sever olarak onlara da göz atacağım :)) İyi seyirler!!




11 Ekim 2013 Cuma

The Heirs / The In Heritors /2013!!!


Kim Tan, abisinin altında ezilen ve ailede kimsenin umursamadığı, bu yüzden yurt dışına okumaya gönderilmiş bir öğrencidir.Hatta abisi açıkça ona geri dönmemesini söyler.Bunda babasının metresinden oğlu olması da etkin bir rol oynamaktadır.





Young Do ise beklentiği gibi, biraz kaba olacak ama, bildiğimiz pislik tiplerden biridir.Karşısına çıkan  güçsüzleri hem bedensel gücüyle hem de parasal gücüyle ezer ve bu durumdan zevk alır.



Kabalıkta sınır tanımayan Young Do, verdiği motorsiklet siparişi için bir mağazaya gider.Buraya yarı zamanlı çalışan liseli Cha Eun Sag-asıl kızımız- gelir.Mağazadaki adamların asılmaları üzerine kızımız artistik bir hareketle cebinden telefonunu çıkarır ve polisi arar.Bunun üzerine adamlar korkar bahşiş bile verirler.Kızın bu hareketi korkunç pislik ama kesinlikle ilerleyen bölümlerde beni kendine hayran bırakacak Young Do'nun dikkatini çeker.



Bu sırada kızımız işine dönmüş ve çalışıyordur.Kafeye çocukluk arkadaşı Yoon Chan Young, gelir asıl kızımız için şemsiye getirmiştir.Hayır düşündüğünüz gibi değil asıl kızımıza hiçbir ilgisi yok tersine ağzına terlikle vurulası bir sevgilisi vardır.Sevgilisinin asıl kızımızı kıskanıp çekiştirmesiyle mekandan uzaklaşırlar.



Asıl kızımız, işten çıktığı gibi yağmur yağmaya başlar ama şemsiye bir türlü açılmaz.Düş kapanı adlı tuhaf bir mağazanın önünde durur ve birden şemsiye açılır.Daha sonrasında bu mağazayla ilgili şeyler olursa hiç şaşırmam!Bu arada asıl kızımızın annesi dilsizdir ama oldukça akıllı bir kadındır.Tan imparatorluğunun mutfağında çalışır.Ablası da Amerika'da okumaktadır ya da öyle sanılmaktadır-en son bir sarışın erkek tarafından evden kovuluyordu-.Ama nedendir bilinmez ailesine evleneceğini söyler ve zavallı annesi tüm parasını ona yollamayı düşünür.Tabii düğüne de sırf onu utandırmamak için gitmeyeceklerdir.Bu durumu asıl kızımız kabullenemez ve parayı elden verip düğüne gideceğini söyler.



Unutmadan bizim kendini beğenmiş,tehlikeli ama benim ilerde bir şey olacak da seveceğim karakter olan Young Do'nun babası tanıdığı Rachel adlı kızın-aynı zamanda Kim Tan'ın nişanlısı- annesiyle evlenecektir.Young Do burada patavatsızlık edip gelecekteki kız kardeşinin tam onun tipi olduğunu söyler ve hoooop babasından bir yumruk yer.Üzülmeyin dostlar bu sahnede bunu hakketti!



Bu arada asıl kızımız aklına Amerika'ya gidip geri dönmemeyi koymuştur ki haklıdır da ablası orada çatır çutur asıl kızımızın parasını yiyerek keyif yaparken asıl kızımız neredeyse bütün gün çalışmaktadır.Eve gelip annesine ablasının düğününe gideceğinden bahsederken annesinin yazdığı notları görür ve üzülür-o ablayı bulup işkence yapmak istiyorumm!-.Ama bu üzüntü bile asıl kızımızın gitmek istemesine engel olamaz, gidecektir ve durumunu düzeltip geri dönecektir.



Asıl kızımız cesaretini toplayıp Kaliforniyaya gelir.Uçaktan inmiş araç bekliyorken pat Kim Tan'ın nişanlısı Rachel ile karşılaşır.Rachel, Kim Tan tarafından umursanmamış fakat her şey yolundaymış gibi annesiyle konuşurken asıl kızımızı duruma kulak misafiri olur.Daha sonrasında Rachel çirkefleşip ona gülüp gülmediğini sorar-bu kıza gıcık olacağımı söylemiştim!!!-.Asıl kızımız ilk önce Japon taklidi yapar ama Rachel yemez.Sonrasında özür dileyip ayrılır.Asıl kızımız bir elinde bavul bir elinde harita ablasının yaşadığı evi arar ve bulur.Kapıyı yarı çıplak bir adamla bir kadın açar.Asıl kızımız eve girdiğinde her yerin pislik içinde olduğunu görür ve de ablasının hem okumadığını hem de bekar hayatı yaşadığını öğrenir.Ablasının birlikte yaşadığı adamdan çalışma adresini alarak ablasının çalıştığı kafeye gider, dışarıdan onu izler.



Hiçbir şey beklediği gibi değildir.Kim Tan da bu sırada o kafede müşteridir, asıl kızımızın ruh halini dikkatli bir şekilde izler, hemen meyvesuyu ya da icetea ne olduğunu kestiremedim neyse konumuz bu değil ondan bir fırt alır, gözlerini ayırmadan...Bu durum asıl kızımızın ablasının da dikkatini çeker, baktığında ise küçük kız kardeşini dışarıda görür.Hepiniz üzüldüğünü düşündünüz değil mi?Hayır üzülmez tek düşündüğü şey paradır!Parayı alıp kaçar...



Asıl kızımız dağılmış bavuluyla sokağın ortasında kalakalır.Bitti mi sanıyorsunuz hayır bitmedi!Kim Tan'ın aptal arkadaşı Jay, asıl kızımızın bavulundaki fasulye tozunu esrar olduğunu düşünür ve alıp kaçar.Sonrasında aptal bunu ağzına tıkar ve neredeyse ölme tehlikesi geçirir.Çünkü alerjisi vardır.Apar topar hastaneye gelirler.



Ama asıl kızımızın peşini aksilikler bırakır mı hayır bırakmaz!Polis fasulye tozunu araştırmaya karar verir ve asıl kızımızın ev adresini sorar.Kim Tan, asıl kızımızı korumak için artistik bir şekilde gelir ve kolunu asıl kızımızın boynuna atıp sevgilisi olduğunu söyler.Asıl kızımızın pasaportuna el koyulur.Asıl kızımız mecburen ablasının olduğu eve gider ama evde kimse yoktur.Kim Tan'ın gerçekçi konuşmalarına rağmen aldırmayıp orada bekleyeceğini söyler ve Kim Tan gider.



Biraz süre geçince asıl kızımızın korkusu daha da artar.Çaresiz oturduğu yerden kalkar, nereye gideceğini bilmeden veeee Kim Tan arabayla geri dönüp asıl kızımızın yanına yanaşır:

"Benim evime gelmek ister misin?" der ve 1.bölüm biter...




Diziye başlar başlamaz bayıldım.İlk yayınlandığı gün bazılarının dizi hakkında sıkıcı, Min Ho berbat oynamış, ingilizcesi kötü v.b. yorumlar yaptığını gördüm.Açıkçası izlerken ingilizcesi hiç dikkatimi çekmedi, sanki o anda dizideymişim gibi hissettim.Her şeyi kenara bırak alışılmışın dışında konuşu var, aaa ben bunu daha önceki şu Kore dizisinde görmüştüm demedim.İnternetimin -Allah seni bildiği gibi yapsın ttnet- defalarca kesilmesine, videonun defalarca donmasına rağmen sabırla bekleyip izledim ve izlerken de keyif aldım.Bence izlemelisiniz;)